a standstill

"a standstill" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 5 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Idioms
1	Deyim	a standstill i.	durma
What is even worse is that the European Council now causes the institutional system to come to a standstill. Daha da kötüsü, Avrupa Konseyi'nin kurumsal sistemin durma noktasına gelmesine neden olmasıdır. More Sentences
2	Deyim	a standstill i.	duraksama
3	Deyim	a standstill i.	durma süreci
4	Deyim	a standstill i.	duraksama süreci
5	Deyim	a standstill i.	sekteye/kesintiye uğrama

"a standstill" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 34 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Idioms
1	Deyim	at a standstill expr.	işlemez halde
My business is at a standstill because of the recession. Benim iş durgunluktan dolayı işlemez halde. More Sentences
General
2	Genel	be at a standstill f.	kesilmek
3	Genel	be at a standstill f.	durmuş vaziyette olmak
4	Genel	be at a standstill f.	hareket etmemek
5	Genel	be at a standstill f.	kesilmiş vaziyette olmak
6	Genel	be at a standstill f.	durmak
7	Genel	bring to a standstill f.	sekteye uğratmak
8	Genel	(sales) be almost at a standstill f.	(satışlar) durma noktasına gelmek
9	Genel	be at a standstill f.	kımıldamamak
Idioms
10	Deyim	come to a standstill f.	durgunluk yaşamak
11	Deyim	come to a standstill f.	duraklama göstermek
12	Deyim	bring to a standstill f.	durma noktasına getirmek
13	Deyim	come to a standstill f.	durma noktasına gelmek
14	Deyim	bring something to a standstill f.	durma noktasına getirmek
15	Deyim	grind to a standstill f.	durma noktasına gelmek
16	Deyim	grind to a standstill f.	durmak
17	Deyim	be at a standstill f.	durgun olmak
18	Deyim	be at a standstill f.	duraklamış olmak
19	Deyim	be at a standstill f.	işlemez halde olmak
20	Deyim	grind to a standstill f.	stop etmek
21	Deyim	fight to a standstill f.	tükenene kadar savaşmak
22	Deyim	(sales) have come to a standstill f.	(satışlar) durma noktasına gelmek
23	Deyim	fight to a standstill f.	yorulana kadar mücadele etmek
24	Deyim	bring (someone or something) to a standstill f.	(birini/bir şeyi) durma noktasına getirmek
25	Deyim	bring (someone or something) to a standstill f.	(birini/bir şeyi) sekteye uğratmak
26	Deyim	bring (someone or something) to a standstill f.	(birini/bir şeyi) durdurmak/duraklatmak
27	Deyim	bring something to a standstill f.	bir şeyi sekteye uğratmak
28	Deyim	bring something to a standstill f.	bir şeyi durdurmak/duraklatmak
29	Deyim	bring something to a standstill f.	bir şeyi durma noktasına getirmek
30	Deyim	grind to a halt/standstill f.	durmak
31	Deyim	grind to a halt/standstill f.	durma noktasına gelmek
32	Deyim	grind to a halt/standstill f.	stop etmek
33	Deyim	at a standstill expr.	durgun
34	Deyim	at a standstill expr.	duraklamış